04-05-2015 Saat: 21:43
GTA V’in daha ilk günden korsana yenik düşmesinin ardından yine aynı hikaye internete yayıldı. Bu konuda sadece bizim ülkemiz değil, tüm dünya siyah veya beyaz. Arada grinin tonları sesini duyurmak istese de iki rengin baskınlığı ve tartışması tüm nedenlerin üzerini örtüyor.
Şu bir gerçek: Korsan oyun oynamak yanlıştır, hatta suçtur. Korsan oyun oynamak ile süpermarketten alış veriş yapıp para ödememek arasında hiçbir fark yoktur. Takip edilememesi yanlış bir eylem olmadığı anlamına da gelmez.
Oyunların fiyatlarının gerçekten de pahalı olduğunun biz de farkındayız. Fakat hiçbir şey tepki olarak korsan oynamayı haklı çıkartamaz. Aslına bakarsanız en doğru tepki basitçe “oynamamak” olacaktır. Kendi şahsıma tercih ettiğim yol budur.
O zaman şu soruyu soralım: Yanlış olduğu bu kadar bariz olmasına rağmen insanlar neden korsana yöneliyor. Merlin’in Kazanı sayfaları aslında insanların bu konudaki sebeplerini okumak ve anlamak için son derece doğru bir kaynak.
Bu yazımızda korsan oynayan pistir, kötüdür, hep orijinal alın gibi tavsiyeler vermeyeceğiz. Size insanların korsan oyunlar için ortaya koydukları nedenleri sunacağız ve kendi içimizde bir çözüm yolu arayacağız.
O zaman başlayalım:
1.”Oyunlar çok pahalı”
Oyunlar gerçekten pahalı, bu konuya kimse itiraz edemez. Özellikle dolar mağduru bizim gibi ülkeler oyun fiyatları korkunç rakamlara erişebiliyor. Yurt dışında bile oyun fiyatları hakkında böylesine şikayet edilirken bizim “Oyunlar çok ucuz!” diye çıkış yapmamız çok gereksiz olurdu. En çok ilgi gören AAA sınıfına sahip yapımlar ülkemizde alım gücünün çok üzerinde fiyatlara satılabiliyor.
Madalyonun diğer yüzünde ise artık her gün karşımıza çıkan fırsatlar var. Steam dolar kurunu (birkaç yayıncı hariç) 1.5 TL’ye çektiğinden beri oyun fiyatları ülkemiz için bariz bir biçimde düştü. Gerçi yine pahalılar ama Humble Bundle ve Steam indirimleri gibi fırsatlar normalde çok çok yüksek olan fiyatları oldukça cüzi miktara çekebiliyor.
2. “Oyuna para mı verilir?”
Oyunlar eğlence sektörünün bir parçasıdır ve bu eğlenceyi sunmak için sizden tıpkı bir sinema filmi gibi ücret talep ederler. Oyuna para verilir mi peki? Bu kararı almış bir insan için fikir beyan etmek biraz güç. Çünkü kendine göre haklı sebepleri var bu yüzden oyunların para ödenecek kadar önemli olmadığını savunuyor. Sadece aynı fikirde olmadığımızı söyleyebiliriz.
3. “Sadece çevrim içi deneyim sunan oyunları alıyorum.”
Önemli bir madde ve önemli bir savunma. Özellikle son yıllarda oyunlar öyle güdük tek kişilik senaryolar sunuyorlar ki oyuncular ister istemez çevrim içi oyuna destek veren oyunları tercih ediyorlar. Kimse kuş kadar içeriğe 100-200 lira vermek istemez ve bu yüzden kurunun yanında yaş da yanıyor.
Bu noktada oyun firmalarının da çuvaldızı biraz kendilerine batırmaları gerekiyor. Oyuncu bu tepkiyi verirken haksız da olsa haklı da olsa bir sebebi var: “Sen bana içerik sunmuyorsan sadece çevrim içi oyunları satın alırım.”
4. DRM
Dijital Hakların Korunması diyerek tanımlayabileceğimiz bu DRM belası başımıza az iş açmadı. Oyunlarının korsana düşmesini istemeyen firmaların geliştirdiği bu sistemler bu güne kadar az başımızı ağrıtmadı. Özellikle FIFA 15 ve Dragon Age: Inquisition’ın kullandığı DRM sistemi çok eleştirildi. SSD’lere zarar veren DRM sistemi haklı olarak tepki çekti.
DRM nedeniyle korsana yönelen oyuncuların savunması da aynen bu şekildedir. Bazı DRM politikaları oyunların çalışmasını bile engellerken, korsan sürümlerin çatır çatır çalışması başka bir nedendir. Elbette CD Projekt RED gibi DRM’ın yanlış olduğunu savunan firmalar da bulunmaktadır.
5. “Benim dilimde değil!”
Listedeki ilk dört madde var ya, o maddelerin toplamı bile bu Türkçe mevzuu kadar gündemde değildir. Bu maddeyi savunan oyuncunun söylediği şey şudur: “Benim dilimi tanımayan oyunu satın almam.”
Bu konuda aslında belli bir noktaya gelmiş durumdayız. Sony PlayStation markasına ait oyunlar ülkemizde yerelleştirilerek piyasaya çıkıyor. Football Manager serisi de artık Türkçe çıkıyor. Bunların dışında Valve oyunlarına Steam Çeviri Ekibi tarafından Türkçe dil desteği sağlanıyor. Crysis’leri saymıyorum bile.
Yeterli mi? Kesinlikle değil. Bu konuda çok geride olduğumuzun farkındayız. Bir oyuna dil desteği vermek için kaynak ayırmak gerekiyor ve firmaların dikkatini Türkiye üzerine çekmek için yapılması gereken şey yine oyunları satın almak. Kimse ölü bir yatırım yapmak istemez, bunun da farkında olmak gerekiyor.
Kısaca ülkemizde “Neden korsan oynuyorsun?” sorusuna en çok verilen beş cevap bu şekilde. Sizin bu konu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyoruz. Gerçekten de korsan oyun oynamak için haklı sebep sunulabilir mi?
Şu bir gerçek: Korsan oyun oynamak yanlıştır, hatta suçtur. Korsan oyun oynamak ile süpermarketten alış veriş yapıp para ödememek arasında hiçbir fark yoktur. Takip edilememesi yanlış bir eylem olmadığı anlamına da gelmez.
Oyunların fiyatlarının gerçekten de pahalı olduğunun biz de farkındayız. Fakat hiçbir şey tepki olarak korsan oynamayı haklı çıkartamaz. Aslına bakarsanız en doğru tepki basitçe “oynamamak” olacaktır. Kendi şahsıma tercih ettiğim yol budur.
O zaman şu soruyu soralım: Yanlış olduğu bu kadar bariz olmasına rağmen insanlar neden korsana yöneliyor. Merlin’in Kazanı sayfaları aslında insanların bu konudaki sebeplerini okumak ve anlamak için son derece doğru bir kaynak.
Bu yazımızda korsan oynayan pistir, kötüdür, hep orijinal alın gibi tavsiyeler vermeyeceğiz. Size insanların korsan oyunlar için ortaya koydukları nedenleri sunacağız ve kendi içimizde bir çözüm yolu arayacağız.
O zaman başlayalım:
1.”Oyunlar çok pahalı”
Oyunlar gerçekten pahalı, bu konuya kimse itiraz edemez. Özellikle dolar mağduru bizim gibi ülkeler oyun fiyatları korkunç rakamlara erişebiliyor. Yurt dışında bile oyun fiyatları hakkında böylesine şikayet edilirken bizim “Oyunlar çok ucuz!” diye çıkış yapmamız çok gereksiz olurdu. En çok ilgi gören AAA sınıfına sahip yapımlar ülkemizde alım gücünün çok üzerinde fiyatlara satılabiliyor.
Madalyonun diğer yüzünde ise artık her gün karşımıza çıkan fırsatlar var. Steam dolar kurunu (birkaç yayıncı hariç) 1.5 TL’ye çektiğinden beri oyun fiyatları ülkemiz için bariz bir biçimde düştü. Gerçi yine pahalılar ama Humble Bundle ve Steam indirimleri gibi fırsatlar normalde çok çok yüksek olan fiyatları oldukça cüzi miktara çekebiliyor.
2. “Oyuna para mı verilir?”
Oyunlar eğlence sektörünün bir parçasıdır ve bu eğlenceyi sunmak için sizden tıpkı bir sinema filmi gibi ücret talep ederler. Oyuna para verilir mi peki? Bu kararı almış bir insan için fikir beyan etmek biraz güç. Çünkü kendine göre haklı sebepleri var bu yüzden oyunların para ödenecek kadar önemli olmadığını savunuyor. Sadece aynı fikirde olmadığımızı söyleyebiliriz.
3. “Sadece çevrim içi deneyim sunan oyunları alıyorum.”
Önemli bir madde ve önemli bir savunma. Özellikle son yıllarda oyunlar öyle güdük tek kişilik senaryolar sunuyorlar ki oyuncular ister istemez çevrim içi oyuna destek veren oyunları tercih ediyorlar. Kimse kuş kadar içeriğe 100-200 lira vermek istemez ve bu yüzden kurunun yanında yaş da yanıyor.
Bu noktada oyun firmalarının da çuvaldızı biraz kendilerine batırmaları gerekiyor. Oyuncu bu tepkiyi verirken haksız da olsa haklı da olsa bir sebebi var: “Sen bana içerik sunmuyorsan sadece çevrim içi oyunları satın alırım.”
4. DRM
Dijital Hakların Korunması diyerek tanımlayabileceğimiz bu DRM belası başımıza az iş açmadı. Oyunlarının korsana düşmesini istemeyen firmaların geliştirdiği bu sistemler bu güne kadar az başımızı ağrıtmadı. Özellikle FIFA 15 ve Dragon Age: Inquisition’ın kullandığı DRM sistemi çok eleştirildi. SSD’lere zarar veren DRM sistemi haklı olarak tepki çekti.
DRM nedeniyle korsana yönelen oyuncuların savunması da aynen bu şekildedir. Bazı DRM politikaları oyunların çalışmasını bile engellerken, korsan sürümlerin çatır çatır çalışması başka bir nedendir. Elbette CD Projekt RED gibi DRM’ın yanlış olduğunu savunan firmalar da bulunmaktadır.
5. “Benim dilimde değil!”
Listedeki ilk dört madde var ya, o maddelerin toplamı bile bu Türkçe mevzuu kadar gündemde değildir. Bu maddeyi savunan oyuncunun söylediği şey şudur: “Benim dilimi tanımayan oyunu satın almam.”
Bu konuda aslında belli bir noktaya gelmiş durumdayız. Sony PlayStation markasına ait oyunlar ülkemizde yerelleştirilerek piyasaya çıkıyor. Football Manager serisi de artık Türkçe çıkıyor. Bunların dışında Valve oyunlarına Steam Çeviri Ekibi tarafından Türkçe dil desteği sağlanıyor. Crysis’leri saymıyorum bile.
Yeterli mi? Kesinlikle değil. Bu konuda çok geride olduğumuzun farkındayız. Bir oyuna dil desteği vermek için kaynak ayırmak gerekiyor ve firmaların dikkatini Türkiye üzerine çekmek için yapılması gereken şey yine oyunları satın almak. Kimse ölü bir yatırım yapmak istemez, bunun da farkında olmak gerekiyor.
Kısaca ülkemizde “Neden korsan oynuyorsun?” sorusuna en çok verilen beş cevap bu şekilde. Sizin bu konu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyoruz. Gerçekten de korsan oyun oynamak için haklı sebep sunulabilir mi?