Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
|
|
İnançlılar İçin Düşündürücü Sorular |
Yazar: Tardis - 23-04-2017 Saat: 19:24 - Forum: Ateizm
- Yorum Yok
|
 |
İnançlılar İçin Düşündürücü Sorular
Kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?
Yok eğer hür irademiz varsa, niye bazı şeyleri seçtiğimizde cehenneme atılıyoruz?
Kader ve Özgürlük
- Kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?
- Yok eğer hür irademiz varsa, niye bazı şeyleri seçtiğimizde cehenneme atılıyoruz?
- Biz seçimlerimizde özgürüz, kader sadece Tanrı'nın bizim seçimlerimizi önceden bilip takdir etmesidir diyerek bu işin içinden çıkmaya kalkmayın. İnsan verdiği kararları çevresindeki koşullara ve faktörlere göre verir. Bu koşullar ve faktörler ise Tanrı'nın kontrolü altında, hatta onun sebep olduğu şeyler olduğundan, Tanrı eğer denilen vasıflara sahipse, insan gerçekten özgür olamaz. Durum bu olmasa ve Tanrı insanı gerçekten özgür kılabilecek (ve kılmış) olsa, yani insanın kararları konusunda Tanrı'nın hiçbir kontrolü olmasa, o zaman da bu durum Tanrı'nın özgürlüğünü kısıtlar. İnsanın özgürlüğü ve iradesi Tanrı'nın mutlak iradesiyle çelişir. İnsan gerçekten seçimlerinde özgürse ve Tanrı'nın bunda hiçbir rolü yoksa, fonksiyonu sadece bunları baştan bilmekten ibaretse, bu Tanrı'nın gücüne sınır koyar. Tanrı her şeye kadir olduğuna göre, bizim seçimlerimiz de onun onayı ve bilgisi dahilindedir. Hatta çevremizdeki her şeyi o yarattığından, seçimlerimiz de dolaylı olarak onun sebep olduğu şeylerdir. Dolayısıyla, hem Tanrı hem de insan bir arada özgür olamaz. Cüz-i irade ve külli irade ayrımı da bu işi çözmeye yetmez. Bu çelişki dinlerin doğasında vardır ve din adamları bunun içinden ağızlarıyla kuş tutsalar çıkamazlar. Kendilerine sorun, alacağınız hiçbir cevap sizi tatmin etmeyecektir. İslam ve kader konusunda, sitemizde yer alan şu yazıyı da okuyabilirsiniz: İnsan İradesi
- Seçme yeteneğimiz var, fakat bazı şeyleri seçmememiz isteniyorsa bu yeteneğin ne kadar anlamı var?
- Tanrının gerçekten varolduğunu farz edelim. Benim niye ona tapınma zorunluluğum var? Eğer benim herhangi birine, bu biri benden çok daha güçlü bile olsa, tapınmayı reddetme yeteneğim varsa (eğer bunu seçebiliyorsam, böyle bir yeteneğim var demektir), o zaman bu yeteneği kullanmaktan dolayı neden ceza görmem gerekiyor? Eğer itaat istiyorsa, neden itaat etmeme yeteneğini de veriyor insana? Yok eğer başka türlüsünden zevk alamıyorsa, o zaman "Peki bu Tanrı sadist midir?" sorusu gündeme gelir.
- Tanrı her şeyi biliyorsa (geçmiş, gelecek, vs), o zaman geçmiş de, gelecek de daha yaratılış anında belli demektir. Belli olan bir şeyi değiştirmek için, kitap, peygamber, vs göndermenin mantığı ne o zaman?
- Jean Paul Sartre’a göre, Tanrı varsa bile ona savaş açıp yok etmeye çalış***ıyız, çünkü o bizim özgürlüğümüze engeldir. Tanrı varsa bile, eğer iddia edildiği gibi adilse, hür irade verdiği ve istediğini seçme yeteneğiyle donattığı kullarından, bu yeteneği kullanma hakkını esirgememelidir. O zaman kendisi iyi niyetli ve adil olmaz. Gaddar, despot ve adaletsiz olur.
Adalet
- Farz edelim ki bilimkurgu filmlerindeki o akıllı robotları yapacak kadar gelişti teknolojimiz. Ve bu yaptığımız robotlar hem kendi varlıklarının bilincinde, hem de hür seçimlerini yapabilecek varlıklar. Bu durumda, biz onlardan, bize köle gibi itaat etmelerini bekleyebilir miyiz? Buna hakkımız var mıdır? Bunu yaparsak, bu durumun hür insanları köle edinmekten ne farkı vardır? Bu bizi, gaddar, acımasız, despot ve adaletsiz yapmaz mı?
- Yapay zeka programları üzerine çalışan bir bilgisayar programcısını düşünün. Bir program hazırlıyor, test ediyor ve programın istediği kadar zeki davranmadığını görüyor. Bu durumda programcı kimi suçlamalıdır? Yazdığı programı mı, yoksa kendisini mi?
- Kuran'da neden devamlı kölelerden bahsedilmektedir? (Kölelerinize iyi davranın,vs. benzeri telkinlere kuranda bolca rastlamak mümkündür). Yani kuran köleliği doğal karşılar, hatta tasvip eder görünümdedir. İnançlılar bu durumla nasıl yüzleşmektedir?
- Kurana göre Tanrı bazılarının kalplerini mühürlemiş, onlardan imanı esirgemiştir. (Biz ateistler o kişilerdeniz belli ki). Peki bu durumda Tanrı bize haksızlık yapmış olmuyor mu? Bizim ne suçumuz vardır? Bu Tanrı'nın adil sıfatıyla çelişmiyor mu?
- Peki ya ömrü boyunca islamla tanışmamış kişilerin ne sucu vardır? Afrika’nın ilkel bir kabilesinde doğmuş birinden Tanrı nasıl kendisine iman bekler?
- Tanrı’nın bizi hem sevdiği söylenir, hem de hayatın bir imtihan olduğu ve eğer bu imtihandan kalırsak, bunun cezasının olduğu söylenir. Yani Tanrı bizi zorla böyle tuhaf bir imtihana sokmuştur. Ve hem hadislerde hem de kutsal kitaplarda cehennemde cennettekinden çok daha fazla insan olacağı söylenir. Bu insanın sevdiği birilerine yapacağı türden bir şey midir?
- Tanrı'nın kadınlara ne garezi vardır? Neden gerekirse dövülebileceklerini söylemiştir (Nisa suresi, 34. Ayet)? Neden onlar "Aklen ve dinen eksik yaratıklardır" (Hadis, kaynak: Buhari). Neden şahitlikleri erkeğin yarısı değerindedir?
- Bizim Müslüman ülkeler, Tanrı katındaki en son ve en hak dine sahipse, neden dünya üzerinde tüm Müslüman ülkeler sürünmektedir? Neden gavur Hristiyanlar ve Yahudiler dünyayı yönetmektedir?
- Tanrı, eğer varsa, hem varlığının tüm kanıtlarını bizden gizleyip, hem de bizlerden kendisine inanmamızı beklerken ne yaptığını zannetmektedir? Kendisi saklambaç oynayan bir çocuk mudur?
Uzaylılar
- Eğer evrende yaşayan bizden başka pek çok uygarlık varsa (ki modern bilime göre bu kuvvetle muhtemeldir), o zaman bu uygarlıkların bir kısmı bizden geriyse bile, bir kısmı da kesinlikle çok daha ileridir. Fakat kurana göre Tanrı insanı kainatta kendisinden sonra en değerli varlık tayin etmiştir. Meleklerin ve cinlerin bile üstüne koymuştur. Peki bizden kat kat zeki ve becerikli, uygarlıkta bizden trilyonlarca yıl ileri uzaylılar varken, Tanrı bu şerefi niye bize layık görmüştür?
- Neden kutsal kitaplarda bu uygarlıklardan bize hiç bahsetmemiştir?
- Tanrı Adem ve Havva'yı yaratıp cennetten kovmuşken, uzaylılar nasıl olup da cennetten kovulmuşlardır? (Eğer kovuldularsa). Ya hepsi yaratılıp yaratılıp cennetten kovulmuş olmalı, ya da sadece insan cennetten kovulmuş, diğerleri kendi gezegenlerinde yaratılmış olmalı. Eğer bu ikincisi doğruysa, o zaman yine insan bunların tümünden daha ayrıcalıklı oluyor demektir. (İnsanı önce cennette yarattığına göre).
- Acaba Tanrı uzaylılara da peygamberler ve kitaplar göndermiş midir? Onları da mı cehenneme atacaktır? Bizlere huri kızları ve şaraptan nehirler vaat ederken, acaba uzaylılara ne vaat etmiştir?
Doğa ve Evrim
- Tanrı her şeyi bir sebep için yarattıysa ve her canlının yeryüzünde bir fonksiyonu varsa, neden 60 milyon yıl önce tüm dinozorları ve o zaman yeryüzünde yaşayan canlıların %95’ini ortadan kaldırmıştır? Neden devamlı pek çok canlı türünün soyu tükenmektedir?
- İnsan bugünkü şekliyle yaratıldıysa, bilim adamları kazı bölgelerinde neden iskelet yapısı günümüz insanına uymayan (daha bir maymuna benzeyen) fakat yanı başında taştan delici ve kesici aletler bulunan iskelet örnekleri bulmaktadır? (Bunların yüzlerce örneği var).
- İnsanlar Ademle Havva'dan türediyse, ve evrim, dolayısıyla da bununla bağlantılı olarak "çevre koşullarına bağlı modifikasyon" diye bir şey yoksa, neden dünyanın dört bir yanındaki insanların vücut özellikleri, deri renkleri vs. farklıdır?
- Canlı türleri yaşadıkları ortamlar içinde ve son halleriyle yaratıldılarsa, neden bilimde evrim denen bir prensibe inanılıyor ve neden bu teorinin yığınla kanıtı vardır? Neden bütün saygın bilim adamları bu teorinin doğruluğuna inanırlar? Ve neden televizyonda yayınlanan bütün doğa belgesellerinde evrim teorisine doğrudan veya dolaylı atıflar yapılmaktadır?
- Ayrıca, Nuh Tufanı ve Yaratılışçılara Evrimle İlgili Sorular yazılarını okuyunuz.
Mantıksal sorunlar ve paradokslar
- Tanrı'nın kendi kendini yok etmeye gücü yeter mi?
- Tanrı'nın ikinci bir Tanrı'yı yaratmaya gücü yeter mi?
- Tanrı'nın birden fazla olmaya gücü yeter mi?
- Tanrı'nın kaldıramayacağı bir taşı yaratmaya gücü yeter mi?
- Tanrı'nın gücü yetmeyecek bir şeyi yaratmaya gücü yeter mi?
- Tanrı her şeye kadir olmamaya da kadir midir?
- Tanrı, herhangi bir sıfatına (Tanrı'nın 99 ismi olan esma-ül hüsna’da geçen tüm isimleri birer sıfatına karşılık olduğuna göre) aykırı şekilde davranabilir mi? Davranabilirse, ve davranırsa, o zaman bu sıfatı nasıl hak eder?
- Tanrı mantık ilkelerinin üzerinde midir? Aynı anda hem doğru olan hem de yanlış olan bir şey yaratabilir mi örneğin? Ya da daire şeklinde bir kare?
- Tanrı evreni yaratmadan önce neredeydi? Ne yapıyordu?
- Tanrı geleceği hem bilir, hem de değiştirebilir mi? (Değiştirirse eski bilgisi yanlış olur).
- Tanrı düşünebilir mi? (Düşünme geleceğe ve geçmişe dairdir. Tanrı geleceği ve geçmişi bildiği için düşünememelidir. Düşünmeye kalktığında kendini yalanlar. Bu yüzden Tanrı gelecek de kurgulayamaz. Kurgularsa geleceği bilmiyordur).
|
|
|
Evrim - Temel Bilgiler |
Yazar: Tardis - 09-04-2017 Saat: 17:05 - Forum: Ateizm
- Yorum Yok
|
 |
Evrim - Temel Bilgiler
Evrim'in anlamı
- Organizmalar yüksek üreme kapatisetisine sahiptirler, fakat popülasyonlar genellikle yaklaşık olarak aynı kalır. (Dolayısıyla, doğada yüksek bir ölüm oranı vardır).
- Hayatta kalma mücadelesi canlılar arasında rekabete sebep olur.
- Hayatta kalıp üreyebilenler, yaşadıkları ortamda kendilerini daha avantajlı kılan özelliklere sahip olanlardır.
- Bu durum doğal seçilime sebep olur.
Doğal seçilimin mekanizmaları
- Mutasyonlar
- Göç sebebiyle popülasyona yeni genlerin girmesi veya popülasyondan bazı genlerin ayrılması
- Popülasyonda rastlantısal faktörlerle genetik kayma oluşması (örneğin sel, volkanik patlama, yangın, vs. gibi faktörlerin popülasyonun belli bir bölümünü ortadan kaldırması)
- Çiftleşmede eş seçimi (hayatta kalma konusunda avantaj sağlayacak genetik özelliklere sahip eşlerin seçimi)
Çeşitliliğe sebep olan mekanizmalar:
- Eşeyli üreme (crossing over ve genetik rekombinasyon genlerin rastlantısal karışımını sağlar ve her döllenmede iki farklı genom birleşir)
- Çekinik genler de genotipte saklanır
- Heterozigot avantajı (daha fazla üreme)
Adaptasyon
- İklim veya diğer coğrafi faktörlerin canlının karakteristiklerinde zaman içinde değişikliklere sebep olması
- Değişik koşullar altında yaşayan aynı tür canlıların, değişik karakterlere sahip olması
Türler
Kendi içinde çoğalabilen, fakat diğer grupların bireyleriyle çiftleşemeyen canlı grubu
Türleşme
Bir tür içindeki küçük bir grubun, üreme açısında ana gruptan izole hale gelmesi ve ana grup bireyleriyle artık çiftleşemeyecek kadar değişikliğe uğraması
Türleşmenin sebepleri
- Coğrafi izolasyon yoluyla türleşme
- Adaptif yayılma: organizma grubunun ani (jeolojik zaman ölçeğinde binlerce yıl) çeşitlenmesi
- Simpatrik türleşme: coğrafi izolasyon olmadan gercekleşen türleşme: Poliploidlik, yani birden fazla kromozom setinin oluşması en önemli sebep. Mitoz ya da mayoz bölünmede gerceklesebilir. İki turu bulunmakta.
- Autopolyploid: Canlı içinde kromozom sayısının iki katına çıkması
- Allopolyploid: İki farklı türün türler arası hibrid ortaya çıkarması. Özellikle bitkiler arasında yaygındır. Hibridler genellikle steril olup, üreyemez. Fakat, eğer mitoz/cytokinesis mayozdan önce olursa, mayoz normal olarak meydana gelebilir. Bitkiler arasında çok yaygındır. Çiçekli bitkilerin %50-70 kadari polyploiddir. Polyploid olmayan simpatrik türleşme de mümkün. Ayçiçeğinden örnek: Helianthus annuus & H. petiolaris-----> H. anomalus
- Türleşmede eşeyli üremenin de önemli rolü vardır.
Büyük tür gruplarının oluşumu (makroevrim)
- Uzun zaman içindeki aşamalı değişimler
- Jeolojik zaman açısından kısa sayılabilecek bir sürede oluşan hızlı değişimler veya ani ortaya çıkışlar (buradaki kisa dönem binlerce veya milyonlarca yılı kapsar)
Evrimde insanlarin anlamakta zorlandıkları ve en çok şüphe ettikleri konu türleşme oluyor. Zaten pek cok kişi evrimin diğer açıklamalarına karşı çıkamıyor bile. Hele de artık günümüzde, adaptasyon ve diğer pek cok evrimsel süreç hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde anlaşılmış ve gösterilmiştir. Konuya yabancı olanların bazen hala kavrayamadıkları konu sadece "türleşme"dir.
Türleşme süreci laboratuar koşullarında meyve sineği üzerinde yapılan çalışmalarla da deneysel olarak gösterilmiştir. (Dobzhansky, Th., and O. Pavlovsky, 1971. "An experimentally created incipient species of Drosophila", Nature 23:289-292).
Hatta laboratuar koşullarında gözlenen evrim kanıtlarından şüphe duyanlar için, doğada gözlenmiş türleşme örnekleri de vardır:
- Avrupa'dan Amerika'ya 20. yüzyılın başlarında getirilen "goatsbeards" adı verilen üç çeşit vahşi çiçeğin 20-30 yıl gibi bir süre içinde, Amerika kıtasına yayılması ve 1940'lı yıllardan sonra iki farklı türünün ortaya çıkışı gözlenmiştir. ("Tür" kavramının tanımı gereği, bu türler, mevcut diğer "goatsbeards" türleriyle üreyememekte, yalnızca kendi aralarında üreyebilmektedirler).
- Faroe adası ev faresinin insanlar tarafindan adaya getirildikten sonra, 250 yıl gibi kısa bir zamanda gözlenen türleşmesi (Stanley, S., 1979. Macroevolution: Pattern and Process, San Francisco, W.H. Freeman and Company. p. 41)
- Nagubago gölünde, izolasyon sebebiyle cichlid balıklarının 4000 yil gibi bir süre içinde 5 ayrı türünün oluşması. (Mayr, E., 1970. Populations, Species, and Evolution, Massachusetts, Harvard University Press. p. 348)
Merak edenler için bu tür daha yüzlerce örnek vardır. Saygın biyoloji dergilerinde yayınlanan çok sayıda makalede bu tür konuların derinlemesine incelemeleri görülebilir.
|
|
|
|